YENİ BİR ANI GİRİŞİ



Patronum,işverenim,değerli büyüğüm Bahattin Tatış
Türk Koleji ailesinin her ferdi gibi ben de böyle bir yazıyı yazmıyor olmayı tercih ederdim; çünkü “Kaybımız büyük” sözleri bile duygularımızı dile getirmekte eksik kalıyor. Ben işverenimi, patronumu, sevdiğim bir büyüğümü kaybetmenin ötesinde babamı kaybetmiş olarak hissediyorum kendimi. Meslek ve iş yaşamımda verdiğim her kararda, attığım her adımda onun bir izi vardır. Her doğrumda onun ilkelerinin payı mutlaka vardır. Geriye dönüp baktığımda onun benim yaşamımda ne kadar büyük bir yer kapladığını ve şimdi bu boşluğun acısını hissediyorum. Üniversiteden mezun olur olmaz göreve başladığım İzmir Özel Türk Koleji’nde otuz yılı aşkın bir zamanı her zaman çok mutlu, güzel günler yaşayarak geçirdim. Bir insanın çalıştığı kurumu evi gibi görmesi, kendine ait hissetmesi ne kadar güzel olabilir ki? Bunda en büyük pay, değerli büyüğümüz Bahattin Tatış’a aittir; çünkü bize meslek bilgilerimizi kullanarak işimizi yaparken en doğruyu, en iyiyi hedeflemek gerektiğini, ilkeli olmayı, doğruluk ve dürüstlüğün, yaptığımız işi ciddiye almanın çok önemli olduğunu hep o öğretti. En büyüğünden en küçüğüne kadar yapılan her şeyin ciddiyetle ele alınmasını da çalışmaların doğru ve verimli olmasını da sağlayarak bizimde iç huzuru yaşamamızı sağladı. Bahattin Bey ileriyi gören, açık fikirli, hatasız çalışılmasını isteyen, hataları affetmeyen ama hatasını söylerken bile insanlara bir tarafta, onore edip çalışmaya motive eden anlayışı ile eşine az rastlanır bir insandı. Yüreğindeki vatan ve millet sevgisi, çalışma azmi ve heyecanı kadar centilmenliği ile hepimizde silinmez izler bırakan Bahattin hocamızı asla unutmayacağım. Ondan tüm öğrendiklerim için sonsuz teşekkürler.

Gülten Sarıkaya
(ITK Muhasebe Müdürü)


Karanlığa Bir Işık
Karanlıkların en büyüğü, en koyusu insanoğlunun yaşadığı karanlıktır. O karanlıkta bir ışık yakmak yürek ister ve bilirsiniz, o güç, ancak öğretmenlerde vardır. Bahattin Tatış, yaktığı tüm ışığı tüm yurda yaymaya, bir güneşe çevirmeye adadı ömrünü.. “Bugün tekrar doğsam, mesleğimi seçmek durumunda olsam, yine öğretmenlik mesleğini seçerdim “ demişti bir gün.. “Ben çok talihli bir insanım, sizler gibi öğretmenlerle çalıştığım için” demişti. Oysa talihli olmak onunla çalışmaktı. Tam otuz yıl önce yüreğim deli gibi çarparak odasına girdiğimde bana öğretmenliği anlattı: *Önce vatanını ve milletini sevmek gerektiğini.. *Vatanını, milletini sevmeden öğretmen olunamayacağını anlattı. *Çalışmadan başarılı olmanın mümkün olmadığını, çok çalışmak gerektiğini.. Ve öğretmenliğin çocukları başarılı hale getirmek olduğunu anlattı. *Çok sevdiği okulunu, İzmir Özel Türk Koleji’ni, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu aydınlık düşünceli Atatürkçü gençleri yetiştirmek için kurduğunu anlattı. Bugün onun inanılmaz bir çaba ve özveriyle gerçekleştirdiği bu güzel rüyanın bir parçası olmaktan, onu tanımış ve onunla birlikte çalışmış olmaktan onur duyuyorum. Biliyorum ki bizler onun ışığını yarına taşırken varlığı daima yanımızda olacak. Biliyorum ki yetiştirdiğimiz gençler onun hayal ettiği aydınlık Türkiye için emek harcarken yüzü gülecek. Ellerine sağlık öğretmenim, öpülesi ellerinden saygıyla öpüyoruz.

A.Gülden Emre
(İzmir Özel Türk Koleji Müdürü)

İlkeleriniz İlkelerimizdir
İnsan yaşamında öyle günler saatler, anlar vardır ki onlar, sonsuzlukta asılı kalır ve bir sesle, bir renkle bazen de bir kokuyla tekrar yaşanır. Asla silinmez o zamanlar. 26 Ekim 2008 gününden beri okulun her köşesinde, Cevdet Bilsay binasının girişinde, Köşkün merdivenlerinde, yokuş da arabasının içinde Bahattin Hocam hep var ve hep bana gülümsüyor. Güç veriyor ta ilk gün beni okula alırken “ Kızım senin iyi bir öğretmen olacağın şimdiden belli” dediği günkü gibi… “ Türk Koleji sadece benim değil sizlerin de eseridir.” derken ki içtenliği, “ Sizi takdirle izliyorum” sözleriyle verdiği güç yaşamım boyunca benimle olacak. Her öğretim yılının başında yaptığı toplantılarda bize, zaman zaman anılarından yola çıkarak zaman zaman “ İyi bir öğretmen nasıl olur?” sorusuna cevaplar arayarak öğretmenliği öğretirdi. Bunu hiçbir zaman bizleri inciterek yapmadı; aksine her zaman hepimizi onurlandırdı. Bu toplantılardan öylesine yürekleniş ve donanımlı çıkardık ki… Okulda karşılaştığımız zaman her seferinde bizlere selam verir, hatırımızı hatta çocuklarımızı sorar ve mutlaka bir şekilde bizlere destek olduğunu hissettirirdi. Türk Koleji’ni kurarken koyduğu dört temel ilkeden biri olan sosyal etkinlikler konusunda da çok titizdi. Edebiyat zümresi olarak yaptığımız her türlü etkinliğe katılır ve sonunda bizleri tebrik ederdi. Üzerinde hocamızın kutlama mesajı olan buketi kucağımıza aldığımızda yorgunluğumuzu unutup eve kuş gibi giderdik. Öğrenciliğimle birlikte otuz altı yıldır Türk Kolejli olduğum ve bir ömürlük meslek hayatımda Bahattin Hocam gibi bir rehbere sahip olduğum için kendimi çok şanslı buluyorum. Bugün söylemekten onur duyduğum ve yaşamım boyunca övüneceğim gerçek şu ki ben, öğretmenliği Bahattin Tatış’tan öğrendim ve yaptıklarımla hep ona layık olmaya çalıştım. Teşekkürler Hocam. Rahat uyuyun ve unutmayın ki ilkeleriniz bizimle gelecek nesillerde de yaşam bulacak.

Işık Andiç (1973 Mezunu)
ITK Edebiyat Zümre Başkanı


Kalbimizdesin
Sonbaharı hep sevmişimdir. Doğan kızıla dönen renkleri, sararan ve birer birer dökülen yaprakları… Tazelenmek, eski giysilerini atıp yenilerini hazırlamak üzere beyaza bürünen doğayı… Hep mutlulukla seyretmişimdir bu güzelliği; ama bu sonbaharı sevemedim, getirdiği hüzün çok büyük çünkü. Gölgesinden güç aldığımız asırlık çınarımızı aldı bizden. Çok küçük yaşta tanıştığım, okulumuzun direği kurucumuzu her sabah odasında bulunduğu binanın merdivenlerinde öğrencilerini beklerken bulurduk. Onu görmediğimiz tek sabahı hatırlamıyorum. Gülen gözleriyle bize bakardı. Duruşu, küçük büyük herkeste saygı uyandırırdı. Eğitime adadığı yaşam öyküsünü öğrenince ona olan sevgi ve saygım büyüdükçe büyüdü… İleri görüşlülüğü, güçlü hafızası, bilgisi kararlılığı, kişiliği, yardım severliliği, onurlu davranışları hep örnek oldu etrafındakilere. Üniversite yıllarında ayrıldığım yuvama dev eğitim abidesinin asistanı olarak döndüm. Öğretmenimle çalışmaktan onur duydum. Öğrencisi ve öğretmeni olmaktan onur duyduğum okulumun kurucusu her sözü, her davranışıyla yetiştirdi bizleri. Onunla olan anılarım o denli çok ve o denli anlamlı ki… Hangi birini anlatsam… Ben onunla büyüdüm, yaşama onun tecrübeli gözleriyle bakmayı öğrendim, onun öğütleri ile aldım kararlarımı. Eğitime adanmış bir ömür! Ardında bıraktığı güçlü temellere oturtulmuş ölümsüz eser! Ondan öğrendiklerimizle yetişen öğrencileri olarak, bu büyük eseri, yine onun belirlediği misyonla daha ileriye taşımak için çalışacağımıza söz veriyoruz. Her sabah durduğunuz yerde sizi arıyor gözlerim sizi göremeyeceğimi bile bile. Yoksunuz… Ama biliyorum ki her an bizimlesiniz, kalbimizdesiniz.

Zerrin Babayiğit
(İTK Müdür Yardımcısı)


Öğretmen idealinin gerçek olduğu bu eğitim kurumu; eğitim-öğretim kalitesi, kültürel etkinlikleri bilimde, güzel sanatlarda, sporda gösterdiği üstün başarı ve modern tesisleri ile Türk Milli Eğitiminin örnek abidesidir. Eserin duayeni öğretmen sayın Bahattin Tatış ve kuruma gönülden bağlı hizmeti ibadet sayan tüm çalışanları bu eserleri ile her zaman övünebilirler. Yıllarca idareci olarak çalıştığım bu kurumun 50. yılında Müdür olarak bulunmam benim için Allahın bir lütfudur. Bizden sonra görev alacak, kalbi insan, vatan ve millet sevgisi ile dolu meslektaşlarımın, “ Atatürk ile ve inkilaplarına bağlı ülkemizi ileri ülkeler düzeyine çıkaracak nesiller yetiştirerek daha nice 50. yıllara ulaştırmaları arzumuz ve vasiyetimdir.

30 Kasım 1999
Mehmet Şimşir
İzmir Özel Türk Lisesi Müdürü

Değerli Büyüğümüz, Bahattin Tatış İçin,
Nedense, otuz yıl önceye dönmek geliyor bugün içimden… Gerçeği söylemek gerekirse, nostaljik bir yapıya sahip değilimdir. Şimdi ve burada yaşamım ve yapıtlarımda, kalıcı kılmayı yeğleyen bir kişiliğe, yaşama felsefe ve sevincine sahip olmama rağmen gelen bu dürtü, bir türlü yakamı bırakacağa benzemiyor… Yıl 1977 üç dost, arabamızla, bir ay sürecek, bir Avrupa Turnesi yapmayı kararlaştırmışız… Aralarından su sızmayan, bu üç aile, kendi kullandığımız taşıtlarla, Avrupa dolaşacağız. Yapmayı kararlaştırdığımız bu eylemimizin, düşüncesi bile, hepimizde ve o günlerin şartlarında, garip bir heyecan veriyor bizlere… Uzatmayayım. Karar gerçekleşiyor. Edirne kapıkule yoluyla Bulgaristan, Yugoslavya, Avusturya, Almanya ve Fransa’yı bir güzel dolaştıktan sonra, İtalya yoluyla, denizden geri döneceğiz… 6000 km yi bulan uzun yolculuğumuz sürecinde, gezip görme fırsatı yakaladığımız, Avrupa doğası, şehirleri, müzeleri anımsadıkça, halen içim sızım sızım sızlar… Her gezinin elbetteki bir sonu vardır. Gezimizin son günlerini, güney Fransa, Nice, Monte Carlo, Güney İtalya Cenova, Pizza, Floransa yoluyla Venedik’e ulaşarak sonuçlandıracaktık. Nitekim, öylece oldu. Planlamamız gereği, Venedik’ten, deniz yollarımızın, Truva Feribotu ile, ülkemize döneceğiz… Hiç unutmam. Gemiye girecek arabaların arasında, liman sahasında, Değerli Büyüğüm Bahattin Tatış’ın da arabasını görüverdim… Aradan çok geçmeden de kendisiyle karşılaşarak kucaklaştık. O da arabası ile Avrupa’yı dolaşmış, sonuçta da tıpkı bizler gibi, İzmir’e dönüşünü Venedik’ten deniz yoluyla yapmaya karar vermiş… Yolumuz oldukça uzun… İzmir’e iki buçuk günde döneceğiz… Sakin bir günde, gemimiz demirini aldı.. Venedik’in çok güzel siluet veren, fotojenik görüntüsünü gerilerde bırakarak yola koyulduk… Sevgili Büyüğümüz Bahattin Tatış, gemide geçireceğimiz ilk akşam yemeğine, arkadaşlarım ile bizleri davet ettiler… Her türlü hesap kitaptan uzak, samimi, Fransızların deyimiyle intimiste- bir sofra… Unutamıyorum. Bahattin Bey nur içinde yatsın. Bizlerin arasındaki, içtenlikli havayı çok iyi izliyor. Etkilenmiş olmalı ki, bir ara bana dönerek; “ Siz, İzmir yaşamlarınızda da hep böyle misiniz?” “Eğer öyleyseniz, ne olur beni de arada sırada toplantı ve yemeklerinize davet ediniz. Mutlaka katılırım demişlerdi…” Deniz yolu ile geliyoruz ya… Ertesi akşam, bu defa, bizler kendisini yemeğe davet ettik. Sofra da aynı içtenlik… Hep beraber, birkaç kadeh içki alıyoruz. Bir ara, coşmuş olmalıyım. İçimden gelen bir sesle: “ Hocam, beraber çalıştığımız bir büyüğümüz olarak, size bir konuda çok müteşekkirim.” diyorum. Kendisi fevkalade zeki ve dikkatliydi. Merakla ne söyleyeceğimi bekliyor… “ Özel Türk Kolejinde, şimdiye dek bana “ İdareci Ol” anlamında bir teklif getirmediniz. Eğer bu konuda beni zorlamış olsaydınız; okulda beraberliğimiz yürüyemezdi” deyiveriyorum… Bana cevap olarak söyledikleri çok ilginçtir… İşte söyledikleri:
“ Güven seni iyi tanıyor ve seviyorum. Özgürlüğünüze olan aşırı düşkünlüğünün bilincindeyim… Senin gibi bir varlığı, feda edeceğimi mi sanıyorsun” diyor. Onun bu söylemi, insan tanır, yaratıcı kişiliğinin güzel bir örneği olarak selamlanmalıdır… Nitekim, 1987 yıllarında kolejden kendi isteğimle emekli olduktan sonra, okuluma zaman zaman yapmış olduğum ziyaretlerimde; bizzat kendileri; kolejin varoluşunda, -kendi deyimleridir- üç büyük direkten birisi olarak naçiz kişiliğime olan güvenlerini, gözleri yaşararak, her defasında dile getirmişlerdir… Sanırım bu tutumu onun değerbilir kişiliğini ele veren, yeterli kanıtları, oluşturacaktır… Doğrusu ya… Meslek yaşamımı, otuz yıllık serüvenimde büyük bir keyif ve özgürlükle sürdürdüm… Sanat ve eğitimimdeki oluşumumu sınıflarımda, hiçbir taviz vermeden, doya doya yaşadım. Kolejde mesleğime başlayıp, oradan emekli olana dek, ikinci evim olarak selamladığım okulumda; inançla, sanatı sevdirmeye çalıştım… Sevdim ve sevildim… Su gibi akıp geçen otuz yılda, anılar anılar… Başaranlar bitip tükenmez bir hazine gibi belleğimi süslemekte… Yazımı dergi boyutuna indirgeyerek, son dönemlerime geliyorum… Yıl 2007. Yani geçen yıl. 24 kasım Öğretmenler günü nedeniyle; Kolejde, Bahattin Tatış’ın odasındayım… Tören saati geldi çattı. Bana “Gitme Kal” Onlar töreni nasıl olsa yaparlar.” “Biz, beraberce bu olayı kutlayalım dedi.” Tören bitip, kokteyl başlayana kadar; ülkemiz, Türk Milli Eğitiminin günümüzdeki durumu ile, olması gereken yeri konusunda, uzun uzun dertleştik… Ne bileyim anlaşıyorduk işte… Son beraberliğimiz ise, kolejin Genel Müdürü , değerli öğrencim Oğuz Tatış’ın, babası adına, iki binli yıllarda başlatıp gelenekselleştirdiği: “ Bahattin Tatış Resim Müsabakası”. İlköğretim, orta öğretim, Yükseköğrenim öğrencileri arasında” Türkiye çapındaki 2007 yılı ödül törenlerinde gerçekleşmişti. Hasta olmasına rağmen, ismini taşıyan bu müsabakasının törenine katılmışlardı… Ben ölümü bazılarına hiç yakıştıramadım…
Bahattin Tatış, dinanizmi ve yaşama sevinciyle işte onlardan biriydi.. Nitekim, son buluşmamızda da kendisinin lazım olduğunu, kendisine iyi bakmasını dilediğimde; “ İşte görüyorsun yanındayım” demesini ise asla unutmayacağım. İnanıyorum kendisi ile ilgili yazma eylemimi gerçekleştirdiğim şu anda da yanı başımda bulunuyor… İnancım odur ki yaratmış olduğu eserini safha ve safha doya doya yaşamış ve bunu fani alemde, bahityar olarak gelip geçmiştir… Yaşam felsefesinde: “ ÜRETEN ve YARATAN İNSANA” saygı duydum… Onun yarım asırdır çok yakından izlediğim eğitimci, araştırıcı, üretici, kişiliğinin gururu ise, yüreğimin ve beynimin derinliklerindedir… Yunus Emre’miz kısadan ne güzel söylemişler:
“ Sevelim, sevilelim. Bu dünya kimseye kalmaz.” ve devam ederek : “ Sevgi geldiğinde tüm noksanlıklar biter” demişler… Bahattin Tatış, koca bir eser bırakarak, bu dünyadan göç ettiler… En büyük eseri olan: “ Özel Türk Koleji” ileriki yıllarda, büyüyerek, “ TÜRK MİLLİ EĞİTİMİNE” her konuda öncülük edecek bir “ IŞIK” olarak ebediyete kadar YAŞAYACAKTIR…

27 Kasım 2008
Güven Zeyrek


Hey gidi günler. Kim derdi ki tam 40 yıl önce öğretmenliğe başladığım Özel Türk Kolejinde (Öğretmenler gününde) o tarihlerdeki öğretmenlerle bir arada olalım. Bu birlikteliği ve organizeyi en iyi şekilde uygulayan Özel Türk Koleji görevlilerine sonsuz teşekkürler. Her yıl buluşmak dileğiyle!..

24 Kasım 1999
Emekli Müzik Öğretmeni
Ö.T.K . Çetin Erdal İzmir
24 Kasım 1999

Bin dokuz yüz altmış yılında Eşim Hüseyin Çolakoğlu ile beraber bu güzel okulda müzik ve beden eğitimi öğretmeni olarak göreve başladık. Böylesi ki okulda çalışmak bizler için çok güzel bir şanstı. Okulda çok zevkli ve güzel çalışmalar yapmamızın mutluluğunu yaşadık. Üç evladımız bu okuldan mezun oldular. Zafer, Muzaffer ve Emine Çolakoğlu olarak. Okulun giderek daha iyiye ve güzel gitmesi beni çok mutlu ediyor. Bu konuda Sayın Kurucumuz Bahattin Tatış’ı gönülden kutluyorum. Nice güzel ve başarılı yıllarda Özel Türk Kolejinin yaşamasını diliyorum.

Emekli Müzik Öğretmeni
Şükran Çolakoğlu


Devlet okullarında öğretmen ve idareci olarak otuz yıla yakın bir süre çalıştıktan sonra geldiğim ve on yılı aşkın bir süre çalışmakta olduğum Özel Türk Kolejini tanımaktan mutluyum. Eğitim ve öğretimdeki üstün seviyesi, sosyal etkinliklerdeki başarısı ve disiplin anlayışı ile Milli Eğitimdeki üstün başarı ve yerini nasıl yakaladığını ve toplumun beklentilerini karşılayan bir okul haline nasıl geldiğini yakından gördüm ve yaşadım. Kuruluşundan bugüne kadar geçen 50 yıl içinde yetiştirdiği kıymetli öğrencilerinden ve Türk Milli Eğitimine kazandırdığı böyle köklü bir kuruluştan dolayı değerli öğretmen ve iş adamı Kurucumuz Sn. Bahattin Tatış’ı en içten duygularla ve saygıyla kutluyorum. Sayın Kurucumuzun maddi ve manevi desteği ile kendisini ispatlamış ve üstün yerini almış olan Özel Türk Fen Lisesinin Müdürlüğünü yapmak mutluluğunu taşıyan bir öğretmen olarak; 50. yılını kutlamakta olan Özel Türk Kolejimizin sevecen, inançlı, çalışkan ve Atatürkçü ellerde daha nice elli yılları büyümesine devam ederek ve başarısını artırarak yaşamasını, Türk Milli Eğitiminin bu düzeyde okullara kavuşmasını diliyorum.

1 Aralık 1999
Mustafa Aytekin
Özel Türk Lisesi Fen Lisesi Müdürü


İzmir Özel Türk Lisesinin kırkıncı yaşından bugüne kadar, mensubu olmaktan gurur duyarak her kademesinde mesleki birikimlerimi aktaramaya çalıştım. Gönlüm, bu seçkin kuruluşun hiç ödün vermeden bugüne getirdiği Atatürk çizgisi ile sonsuza uzanmasını diliyor. Türk Milli Eğitimine sağlam ve şaşmaz ilkelerine bağlı olarak katkıda bulunurken nice değerler yetiştiren kurumumuzun başta saygı değer KURUCUSU SN. BAHATTİN TATIŞ olmak üzere bütün mezun ve mensuplarını saygıyla selamlıyorum.

12 Aralık 1999
Sevil Ertürk
Özel Türk İlköğretim Müdürü